CAN CİN
GENÇ MEŞALE 1974  /  3-İ 2104
«BEN YALINIZ VE HASSAS BİR İNSANIM…» Sınıfımızın medarı iftiharı Can’ı hemen tanıdınız değil mi ? Her derste adı en az üç defa geçen bu popüler arkadaşımıza daha uygun bir soyadı bulunamazdı. İçindeki tüm neşeyi sınıfa dağıtan Can’ın sözlüdeki arkadaşlarını mutlaka kurtarmasının kişisel yeteneklerinden teki olduğunu öğrendik. Sizlere Can’la ilgili tek tavsiyemiz Onunla kötü olmamanızdır. Aksi halde yaşam boyunca unutamayacağınız güzel sözler işitirsiniz! Yüzünden tebessümü eksilme yen, iyi bir sporcu olan Can’a başarı ve mutluluklar dileriz.
TORCH 1977  /  3-E 1694
Yazıya giriş yapmakta bile zorluk çektiğimiz Can’ı tanıtmaya gerek bile yok aslında, çünkü çoğunuz tanırsınız onu. Ama yine de bilmeyenler varsa 3/E sınıfının önünde her teneffüs sonunda sınıf başkanı olarak, sınıfını kartallar gibi korurken görebilir onu.
Sert bir görünümüne sahiptir Can, ama bu sert görünümün altında nedenli yumuşak ve insancıl bir doğanın pardon tabiatın yattığını belki çok az kişi bilir. Can baba da denir ona, neden mi? Bilmeyiz, belki herkesin yardımına koşmak istemesindendir. Zaten bu yüzden mi yoksa sırf kafa şeklini beğenmeyip ara sıra değiştirmek istemesinden mi olacak başında sargıyı hiç eksik etmez, sağolsun. Gerçi ona çok söyledik sargısız çok daha yakışıklısın (gerçek) diye ama, dinletemedik. Ama gerçek şu ki en az arkadaşlarının, bilhassa günün 24 saati beraber olduğu Şükür’ün onu sevdiği kadar sever arkadaşlarını Can ve sırf bununla da kalmayıp hocalarıyla da aynı duygular doğrultusunda samimice hareket etmek ister, başarır da bunu ama çoğu kez yanlış anlaşılır. Mutlu olmak, neşeli olmak kavramdan da öte bir şeydir onun için, işte böylede bir insandır. Can, ama sert, ama baba, ama duygulu, ve neşeli, ve güldüren, ve düşündüren aynı Can, bilmeyiz farkında mısın yoksa Gülhane parkında mısın ama biz seni Şükür’ün seni sevdiği kadar olmasa bile çok seviyor, gurur duyuyor, ve tüm yaşamın boyunca sana mutluluk ve başarılar diliyoruz.