FAHAMET ÇAYKÖYLÜ 24 Ağustos 1984
GENÇ MEŞALE 1974  /  3-L 1791
Sınıfa gülerek gireni mi soruyorsunuz ? Merak etmeyin söyleyeceğim. İşte o, bizim sınıfın şirin mi şirin, çalışkan mı çalışkan Fahamet’i. Sınıfta ders arasında gülmekle meşhurdur. En ufak bir şeyde yüzünün kızarmasını engelleyemeyen Fahamet’in yetenekleri sayısızdır. Hislerini hiç bir zaman gizleyemez, ne düşündüğünü, neler hissettiğini yüzünden anlayabilirsiniz. En büyük arzusu insanları mutlu görmek ve onları sevindirmek. Okulu da dünyadaki her şeyi çok sevdiği gibi sever. Çevresinin mutluluğu için çalışan bu alçakgönüllü arkadaşımızın hayat boyu mutlu olmasını dileriz.
TORCH 1977  /  3-İ 803
En basit bir olay karşısında dahi nedense kıpkırmızı oluveren Fahamet’in salça reklamı yaptığı takdirde büyük başarı kazanacağı hatta Nahide Şerbet’i bile geçeceği muhakkak. Neyse, Fahamet bu sene büyük bir atak yapmış ve altılı galyanda dereceye girmeyi başararak iftihara geçmiştir. Başarısını neye borçlu olduğunu kimseye söylemiyor ama Faber kalemleri ile ilgili olduğu muhakkak. Genellikle sakin olan bu ön sıra öğrencisi sıra hocalara kalem vermeye geldi mi birden aslan kesilir ve her türlü meşru veya gayri meşru yolları kullanmak suretiyle Dede’yle mücadeleye başlar, ama yine de ne kadar iyi kalpli olduğu ön sıranın sene boyunca her türlü kalem, silgi, kalem traş gibi kırtasiye malzemelerini karşılamasından anlaşılır. Fakat en büyük özelliği bu taş duvarlı haşin ve can sıkıcı okulda yapacak bir şey bulamamayı bahane ederek her tenefüs çayhaneye kendini atmasıdır. Giderken genellikle Dede’yi de sürüklediğinden onu da kendisi gibi çay tiryakisi yapmaya başlamıştır. Yapılan son tahlillere göre damarlarındaki çayda bir miktar kana rastlanmıştır. Tıp öğrenimi yapmak için tatil günlerini kurslara feda eden Fahamet’e isteklerinin gerçekleşmesi dileğiyle başarılı ve mutlu yıllar…